31 Temmuz 2010 Cumartesi

SANSÜRLÜ...


Cümbür cemaat

Birileri geliyor birileri
Anlasan keşke sözlerimi
Geriliyor birileri
Tanrılar ve sürüleri

Dilsiz gazelci

Birileri de konuşuyor durmadan
Susmuyor ki dilsiz
Ağızı burnunda konuşuyor
Sanki, kübist bir resim gibi

Parmaksız piyanist

Maymun açıyor ellerini iki yana
Yana yana kucaklıyor
Benim de kucakladığımı
Bir de bizi beğenmiyor
Çünkü o ağlıyor
Salya sümük oluyor
Biz gülüyoruz
Sonra üzülüyoruz
İnanıyoruz
Koyunuz ya
Pardon insanız ya
Kuruluyoruz
Antika bir saat gibi

Orkestra (aile)

Birilerine de
Bir şeyler söylemişler
Bunlar söz kesmişler
Sonra düşman kesilmişler
Aslında öz kardeşmişler
Ama kız almışlar
Kız vermişler
Ne de güzel etmişler
Koyunuz ya
Pardon insanız ya
Kuruluyoruz
Antika bir saat gibi

Özlü söz

Saat değilsen söyle NESİN?
Söyledi aslında ama
Birileri vardı ki birileri
Sızlıyordur kemikleri
Şöyle diyordu son sözleri;

"Burada sansür uygulanmıştır
Şiiri okuyan tamamlayacaktır"



TANRIVERDİ ODAUÇAR...


27 Temmuz 2010 Salı

ISIRIK...




Beni ısırdın mı
Yüzümün yarısı kanıyor
Diğer yarısını da ısır
Yoksa hatırı kalır

Geceyi terimiz de boğduk
Boğduk ölü çocuklarımızı anlık
Anlık zevklere açtık
Açtık sabaha gözlerimizi
Utanmadık söyledik
Bağırarak
En ayıp sözlerimizi

Seni ısırdım mı?
Evet ısırdım

Sabaha kadar
Birbirimizi yedik...


TANRIVERDİ ODAUÇAR...


26 Temmuz 2010 Pazartesi

İNSAN AŞKI YER (AZİZİM YERSİN YER 2)



Kadın erkek fark etmez
Aziz olsa fark etmez
İnsan aşkı yer kardeşim

Kimi nin midesine oturur
Bir kilo demir yutmuş gibi
Kimi öyle bir güzel sindirir ki
Kıskanırsın deli olursun deli

Ama aziz olsa
İnsan aşkı yer kardeşim
Bir kere de olsa
İnsan aşkı yer
Kusar
Kustuğunu yer

Yemem diyen
Yalan söyler...


t.o

25 Temmuz 2010 Pazar

ELİMDEKİ IŞIK...





Afedersiniz...!!!
Falınıza bakayım ister misiniz?
Bir çok şeyi bilirim,
Bir çok şeyi görürüm.
Sadece siz isterseniz söylerim.

Adam güler,
Falcı güler,
Pazarlık biter.

"Tut bakalım elimi,
Söyle benim halimi"

-Aman Allahım, bu elindeki de ne senin?
-"Işık" der adam.
-Hadi canım, inanmam. Gerçek mi bu?
-"Elbette"
-Sana bunu kim verdi?
-"Tanrı verdi"
-Güldürme beni. Adın neydi senin?
-"TANRIVERDİ"

Falcı korkar, ben susar.
Biraz sır, biraz esrar.

Ben gülerim, o güler.
Pireler uçuşur,
Tin tin eder.

O KADRAJ


...Begonviller
Kiremit tozu kaplı
Bir de güzeller
Üstünde beyaz duvarın
Sanki gelin duvağı...

Sen bana bunu yapmazdın
Ben sana bunu yaptım

Kırılırsa kırılsın
Dökülürse dökülsün
Ama üzülürsün diyordum kendime
Aldırmıyordum
Her gün vuruyordum
Sanırım canım cehenneme

Ama aklıma her geldiğinde
Kuruyordum kendimi
Bir de -kuruyordum-
Sus pus oluyordum
Duman soluyordum
Soluyordum o çiçek gibi
Belki akşam sefası
Belki dış kapının mandalı

Ah etsen tutar mı?

Ah mı?

Ben sana bunu yapmazdım
Sen bana bunu yaptın

Niye yaptın biliyor musun..?

Alınmış olsada
Kalbimden
Aşkının darası

Var ya dudağının kenarı
Ve gamzenin arası
Ben hep orayı öperdim

O zamanlar
Gözümden kaçan kıl payı...



TANRIVERDİ ODAUÇAR...

YA SİGARADAN YA KEÇİDEN



Hırıltısın boğazımda
Dün geceden kalma
Öksürsem gelirsin hemen
Dudaklarımın kenarına

Birileri sigara içerdi
Ben bırakmıştım
Meyilliydim ama
Hala sigarasız
Aynı senin gibi
Hem de inatçı

Bana bak keçi
Meyilli olsam da
Seni de bıraktım dün
Sigarayı da

Zaten benim ölümüm
Ya arpadan
Ya sigaradan
Ya da keçiden...



tanrıverdi odauçar...


24 Temmuz 2010 Cumartesi

SELAMİ MİSALİ


Ummadığı anda gelirdi hep,
Acısı tatlısı bir arada ona.
Sevgi, sigara içmekten,
Yorulduğu anları beklerdi sanki.

Doyumsuzdu, hep fazlasını istedi.
Asilik ruhunda vardı, kabul etmedi.
Kılavuzunu kaybetmiş,
Bir karga misali.
Bazen beni uyuz ederdi.
Ama sevdi.

Çanakkale li, Basiretin kız kardeşi.
Sarışın bir kadındı.
Hepimizi unuttu,
Bir onu asla Selami.
Sevdi.

Belki ilk değildi, ama tekti.
Yenilmem diyordu, yenildi.
Söyle dedim, söylemedi.
Sadece sevdim dedi,
Çekti, gitti.
Zamansız ve amansız.

temmuz-1994 Selami abi ye.

OD...





sevgilim...


özlenmek ne güzelmiş
anlıyor insan
bu kadar çok özlerken...

unutulmaksa ne kötü
böyle unutamıyorken.

diyorum ki;

içimden de olsa düşünüp gülmek ne güzelmiş
kaç zaman gülemezken

bir de ağlarsam var ya
o da ne kötü
gülmeye yeni alışmışken




TANRIVERDİ ODAUÇAR...



HATUN


Günahlarım önüme dikilir.
Abdestsiz odalarımda,
Birde olmamışlığın,
Beni yer bitirir.
İşime gelir yokluğun,
Nefsim buna sevinir.

Zil zurna olmuşken duygularım,
Ve çabuk anlaşılırım.
Sonra yokluğun fırsat bilinir,
Üstüne birde özür dilenir.
Dinliyorsun hatun.
Dinliyorsun değil mi?

Nasıl bıkmıştım ki kendimden,
Düşündüm seni bana küstüren,
Neydi, ne değildi ki sanki,
Yazdıklarım sadece sinirden.
Biliyorsun hatun.
Biliyorsun değil mi?

Bendeki bu tek kusur,
Aradığım sadece huzur.
Herkes beni vurur.
Dudaklarım bükülür,
Ben ikiye bölünür.
Gidiyor musun hatun?
Gidiyorsun değil mi?

"Kimi en çok üzdüysem,
En çok onu sevdim"

AZİZİM YERSİN YER (1)...




Azizim
Azizsin
Aziz

Ama

Yerim
Yersin
Yer

Nankörüz
Nankörsünüz
Nankörler

Ama

Severiz
Severseniz
Severler

Dumanım
Dumansın
Duman
Aşkın bacasından tüten
S(e)kerim bende bu aşkın
Izdırabını-n üzerinden
Atlar giderim

Giderim ama
Azizim
Yersin yer...


NOT: parantez içindeki (e) harfi ingilizce dir ...





TANRIVERDİ ODAUÇAR...


21 Temmuz 2010 Çarşamba

IŞIKLARI YANMAZ BENİM ŞEHRİMİN


Işıkları yanmaz benim şehrimin
Karanlıktır güneş doğmaz üstüne
Kafamın içinde bin tilki
Bilirim ki bekler seni
Öyle olsun
Sakın beni gelir diye bekleme

Işıkları yanmaz benim şehrimin
Perdeleri bile örtülmüştür gecenin
Açmayan güller yetişir isimsiz tepelerinde
Duman vardır sadece sen geldiğinde görülür
Sen gelirsen o güller kırmızıya bürünür

Ve ışıkları yanmaz benim şehrimin
Dakika dakika duygu konuşur
Bu duygu da bir konuşur pir konuşur
Hiç susmaz
Ama ben susarım
Susarım sana bir kere yanmışım
En kötüsü de
Bu yangının içinde
Üşürüm soğuk beni bulur

Bir de gelmek istiyorsun ya
Anladım
Bunun adı gurur

Gözlerimi kapadım.
Ne diyorum biliyor musun
Hadi diyorum hadi
Işıkları yansın şehrimin
Güller açsın...


1995/silopi


TANRIVERDİ ODAUÇAR

19 Temmuz 2010 Pazartesi

MİGRENİ OLAN BİR ÇOCUKTUM


Vazgeçişler yaşadım
Unutulurluklarla doldum
Bazı gülü kopardım
Acımadım dalından
Sadece bir çocuktum

Hiç kimseden isteksiz
Bir balona tutundum
Nefes alıp verdikçe
Başka şehirlere uçtum
Ne yaramaz bir çocuktum

Her kadını sevdim
Güzel bir oyundum
Çiğnediğim sakızı
Bir tek onun ağzında unuttum

Duman oldum geceyi böldüm
Kaç kere dirildim kaç kere öldüm
Yanlızdım önceki gibi vurulmuştum
Sen de vur diyecek oldum
Yapamadım yorulmuştum

Köpeğimi öldürdüm sonra acımı
Kırmıştım o akşam kafamı
Komşumun da camını
Sevdiğim kızın taaa anasını
Babasının da avradını
Kocaman bir çocuktum
Özür dilerim kaba konuştum

Açtım ağzımı da yumdum gözümü
Bağırdım da bağırdım
Ama hiç ağlamadım

Migreni olan bir çocuktum...


TANRIVERDİ ODAUÇAR

18 Temmuz 2010 Pazar

İBLİS



Öyle bir ateşim ki ben
Seçilmiştim, yeminde etmiştim
Töv-be deki iki heceyi
Bir araya getiremedim
Söylemek istedim
Söyleyemedim

TÖVBE DE TÖVBE

Nasıl da kinleniyorsunuz bana
Ama kimilerinize verilecek ceza
Birileriniz de bulacak sonsuz ömür
Ben de olacaksam UTAME de kömür
Sen de bir sus dilim bir sus
Senin konuşmaya hakkın yok
Biraz cesaretim artar
Hadi derim başka da bir şey diyemem
Söyleyemem

TÖVBE DE TÖVBE

Sağıma bakarım, soluma
Önüme arkama
Bir ay var ki zincire vurulurum
Yere bakarım utanırım
O bir şey değil de asıl korkarım
Fena korkarım
Ağlamaya çalışırım bir insan gibi
Beceremezken bir türlü
Hadi derim şimdi derim
Başka da bir şey diyemem
Söyleyemem

TÖVBE DE TÖVBE

Şunları da alayım ondan sonra söz
Üstüne bir o kadar daha
Hadi beni çöz
Kendime kaç kere söz verdim
Yemin de etmiştim ama seçilmiştim

TÖVBE DE TÖVBE

Öyle bir karanlık ki
Benim bile ateşim söndü
Okusam da faydası yok
Yüz bin kere AMENTÜ...

TÖVBE TÖVBE TÖVBE.

"Bu arada
Zaten seni de başıma bela etti
Bana da tövbe ettirdin ya
Başka bir şey demiyorum TANRIVERDİ"
:))



T.O


16 Temmuz 2010 Cuma

BÜYÜ...



Yorganını aldığında üstüne gecenin
Tek başına kaldığında ve sıtkın sıyrılmış
Mezarının başında sakın korkma
Sen bir annesin
Yapabilirsin

İlk mendili yere düştüğünde aşkımızın
O çocuk bu çocuk aslında inanmazsın
Öyle bir sınandık ki sabra dirayet
Sen bu söylediklerimi anlamazsın

İçim yanık, dışım kırık

Şimdi;
Bir şarap şişesinin ucunda
Sıkıştırılmış, ucuz bir mum yandığında
Muhakkak ki olacak ıslak gece
Ucuza gittiği için yetmiş kere
Sağına soluna üfle
Üveydi aslında benim kanımı emen kene
Yaprağın üzerinde
Bir yumurta sarısı
Bir dua var ki hepsinin anası
İki çürümüş ağaç parçası soğan yaprağı
Karabina gagası kırık bir ayna parçası
Bir erkek bebeğin kurutulmuş karın bağı
Annesinin saçı
Al... bu da öz babasının kanı

Şimdi siyah bir tülbent
Hücrelerim acı içinde
Sen de buraları İbranice söyle
Bağır bağır var gücünle

Çağırdık seni topraktan kan vererek
Bu gece bu beden bizimle gelecek
Susmazsa ağaçların yaprakları
Durmazsa rüzgarın ağırlığı
Babası burayı ateşe verecek

Bekle...
Bekle ki yorganını kırsın dışarı çıksın
Bıraktığın o eli artık tutarsın
Sarıl ona eve götür
Üstünü başını temizle
Benden de bahsetme
Benden sakın bahsetme

Dışarı atılıyorum sanırım
Sanırım ayrılıyorum

Baba...
Adımı sen verdin
Bana bu gücü sen verdin
Adım Tanrıverdi
Tutamadım kendimi
Çünkü o çocuk benimdi

TIPKI SEN VE BEN GİBİ...
TANRI VERDİ O DA UAÇAR

15 Temmuz 2010 Perşembe

YOKSA BİZİM ŞEYTAN MI?




İlk ağladığında
Ağlattın ananı
Mutluluktan sandı o ama
Ağlattın...

Başlıyordu

Güm güm güm
Vurdu ayaklarını yere
Ben sustum o konuştu
Gürültülü gürültülü

Yüzüme bak yüzüme
Sen ki damarlardan süzüle
Koyu tonda bir kan misali aktın
Yarı hicaz yarı hüzzam şehvete
Ödül müsün cezamı?
Yoksa bizim şeytan mı?
Söyle kimsin?

Sustum az bir şey güldüm

Yüzün donuk dilin tutuk, çabuk
Kimsin söyle?
Ruhani misin, Ceberrah mı?
Yada canı sıkıldığında
Mat diyen bir şah mı.
Günah mısın sevap mı?
Yoksa bizim şeytan mı?

Sustum, ama bu sefer gülmedim

Bu kaçıncı dirilişin senin
Bu kaçıncı topraktan çıkışın
Şu karşıdaki yaşlı adamın
Çamurdan evinin tavanına
İsa nın değil de Musa nın yanına
O genç kızın siyah uzun saçlarıyla
Asmak vardı seni ama
Bu kaçıncı dirilişin senin
Bu kaçıncı topraktan çıkışın?
Soru musun cevap mı?
Yoksa bizim şeytan mı?

Çıt yok

Tüm nezaketimle son kez soruyorum
Ben seni tanıyamadım
Söyle sen kimsin?
Çünkü Bizimkinden de betersin

O kadar sustum ki
Münker ağladı
Ben dayanamadım güldüm...


TANRIVERDİ ODAUÇAR...

6 Temmuz 2010 Salı

İKİ ARADA BİR DEREDE




Zamanlar olurdu
Kahkahalar attığım
Şimdilerde ise
Bir suskunluktu tattığım
Ayrıldım genç sevgilimden
Gerçi kaldı biraz aklım
Ben sözümü tutmadım
Kırılsın benim kaşığım


Benim en sevdiğim karım


Bu ev sana dar mıydı?
Böyle gitmek var mıydı?
Bari çocukların biri kalsaydı
Yaktın benim çıramı


Hadi bakalım Tanrıverdi
Gece olmuş iki
Bu kafayla, bul bulabilirsen
Kaynananın evini
Telefon mu etsem acaba


TANRIVERDİ ODAUÇAR...

BOK YOLUNA GİTTİ NİYAZİ...



Niyazi akar gider
Suyu derin kanı serin
Ordu'nun derelerinden
Daha da aksi sin
Yani
Hiç söz dinlemiyor ki
Para elinin kiri
Kurşun geçirmez sanki
Allah onu biliyor da
Sadece boy vermedi

Niyazi akar gider
Suyu soğuk
Bazen çocuk
Metresinin yanında vahşi
Karısının yanın da
Süt dökmüş KEDİ
Allah onu biliyor da
Dokuz can vermedi.

Niyazi bir gün gider
Bir daha da dönmez
Karısı ser verir
Sır vermez
Ama arka bahçeyi hiç sevmez
Eee...Niyazi;
Yediğin hurmalar
Poponu tırmalar...
tanrıverdi odauçar :)


5 Temmuz 2010 Pazartesi

DELİYİM BEN KENDİMDEN...




Deliyim ben deli
Nereye bakayım?
Kimden kaçayım?
Kendimden?

İlacımı içmedim
Hemşireden

Sigara da içmedim
Elimi kolumu bağlayan
Elbisemden
Kendimden?

Peki var mı öpülmemiş bir dudak?
Dudağı geçtim yanak?

Meryem in kızı var mı?
Bu da nerden çıktı?
Kaçarım ben kaçar
Ama parmaklıklar demirden...



TANRIVERDİ ODAUÇAR...


4 Temmuz 2010 Pazar

WALKONETTİ KAZIM VE CENAZESİ...




Bana deyin şu taş üstünde
Yatan kimdir boylu boyunca?
Yeşili nemli tahtası taze
En sevdiği resmini koymuşlar başucuna

Çiçeği nerede bu mazlumun?
De hadi ben yabancıyım
Dostu kardeşi nerede?
Dün rakı içmiştik Ayganuş un evinde

Kadehlerimizi düşün derdin
Bak dolu bak boş
Zaten onlara benzerdik
Şımarırdık gülerdik
Her yerimizi keserdik

Bak kim geldi
Nereden duydu bilmiyorum
İçine doğdu belki
Başında sana ne söylüyor...?
Kestirmek zor değil
Görenler anlıyor tanıyanlar ağlıyor

Biz gidiyoruz Kazım
Bu gece sana iman
Bana bir büyük lazım

Zurnanın son deliğinden çıktı
Kendi kadehini kendisi kırdı
Seni almaya üç kişi gelir
Walkonetti Kazım...


TANRIVERDİ ODAUÇAR...1991


JİGOLO VE DOKTOR HANIM


Sokulmak yasak
Ne varlığına ne yokluğuna
Aşk aşk aşk
Uzak

Yapamam diye düşündüm önce
Köşeyi döndüm sonra
Koştum hiç yürümeden
Geceleri çullanarak
Yaptığımdan utanarak...

Meryem tutsun elimi
Feminist bir kadın vardı
Ablasına hediye etti beni
Duman ateş birbirine karıştı
Herkes beni sevdi
Annemse unuttu beni
Nasıl girdiyse artık
Aramıza kara kedi girdi
Sen de yoktun sen de yok
O da yok kendime ait oda yok
Ama para çok

Şimdi birtakım şeyler
Ve o tiksindiğiniz keşkeler
Süslü püslü yaşlı kadınlar
Olmasaydı hayatımda
Zaten oynamazdım bende

Aslına bakarsan önemsemezdim
Zehirlerdim sizleri
Ücreti ödeştik sanırım
Üstü kalsın doktor hanım...


"Kimi en çok sevdi isem, işte en çok onu üzdüm"



t.o

1 Temmuz 2010 Perşembe

GÜLE GÜLE KOKOŞ...




Tereddütsüz sevmek
Varlığınla yoğrulmak
Seni bana katmak istedim
Gel
Özlemce gel
Hasretçe konuş benimle
Benim dilim bu
Şiirlerim gibi oku beni
Çırılçıplak sev

Ama çok zaman oldu
Şimdi kalbim hasta
Benim dil altı hapım
Senin dudakların
O da yok
Sağlık olsun diyeceğim
O da yok
Son bir şey daha gitmeden

hiç bir şeyi
hiç bir zaman
hiç mi hiç hem de

Güle güle kokoş...

...damarlarının tıkanmasına gerek yok
kalp sevdi ise elbet kriz de geçirmiştir...




TANRIVERDİ ODAUÇAR...