6 Aralık 2012 Perşembe

SUSMAK SEVİŞMEK OLUR...




...ne güzeldi gözlerin etrafını kalemle çizmeden önce
kirpiklerin her daim bir süngü
ve baktığın yol gitmeye karar verdiğin kestirme-
kestirmeseydin keşke
saçların ne güzeldi...



sen benim neyi ve kimi özlediğimi bilemediğim anlarım da
ruhuma zerk edilmiş mezarlık muammam
biraz daha kal demelerim demeseydim tutulabilirdim
tutabilirdim aslında biliyor musun
dilimi elimi.



şimdi derin zamanlar içimde toz tutar
karışır kan kül ve duman
yüzüm ise bir garip sonbahar
susmak sevişmek olur burnunun dibinden
bakarken gözlerine
tanrıyı keşfetmek olur sorunun cevabı.



yani ne güzeldin sen bir annenin doğurduğu ilk bebek gibi
ve ben de üzerdim hep seni
şimdi bebek ölü
kardeşim iyi için yazar
ben ise kötü...




TANRIVERDİ ODAUÇAR...



7 Kasım 2012 Çarşamba

VARSIN BENİM DE HİKAYEM OLMASIN...





yüzüm kesik
damarlarımda hileli iğne
ay deli
güneş ise münzevi benim için...

ve ettiğim yemin
adam gece ve köpek
aşırı doz kadın
temmuz mayıs dan güzel
bil bakalım niçin...?

günah ısırgandır sonra tanrı yakıcı
zaman düşmandır fal ise keramet
ama ayıptır
ısırdığın senin değil ise
doğduğum an da işlendi bir cinayet...

öpmeye kıyamadığımı biliyorum ki ısırır hayat
ben ısırdığım da oluyor adı günah
bunu da bir yere yaz
aldığım her ah...ben yanarken aydınlatacaktır sahibini
tanrım benim gözlerimi kapat...

işte her şeyden kaçıp gitsem
ve hatta bir rahme kapansam
orada da gelir kürtaj bulur beni
benim seni bulduğum gibi

ve ruhum canıma değsin
ışıklar hep kırmızı tepemde loş lambalar
zebaniler ellerimi tutuyor
oda da çok boş
her zaman dudaklarım değil
bazen de içim kanıyor...

...varsın benim de hikayem olmasın...




TANRIVERDİ ODAUÇAR...



18 Eylül 2012 Salı

SENİN BİLMEDİKLERİN...



aşk
soğuk

ve oluk oluk akar iken dilimden heceler
kalemimden dökülür senin bilmediklerin

yani
bir bilebilmek telaşıdır aşk
inanmak her defasında
olabilmek hesabı
her an
yanında (d)iken olsa sefasını
sürebilmektir
yüzünü yüzüne
verebilmektir sözünü...

gözünü
karartmaktır
teri kan
elbette ki sağır dilsiz
el ele koşulan
ama tozu duman
bir yoldur aşk...

bir zaman da
karnının içinde tam bir tondur
gurul-dayan
yuttuğun zaman
ağırdır
kusup yediğin tek şey dir aşk...

yine de açsak böyle kollarımızı diyorum
gökyüzünde uçsak
bulutlara
sonra yağsak yeryüzüne
belki
yağmur bana kızardı
şimdi benim yüzüm
yer yer sağnak...

anlıyor musun

vazgeçebilmektir aşk çoğu
hatırına bir şeylerin

ve soğuk soğuk yakar iken ay beni geceler boyu
uyu sevgilim uyu
kalbimden sökülür senin bilmediklerin...



TANRIVERDİ ODAUÇAR...


7 Haziran 2012 Perşembe

AMİLİ...(AMELİE)




...sen benim gözlerimden
ne olur bir yerlere sığın

zaten o siyah saçların
asar biliyor musun beni
kısa kısa sesimi
dökerken içimi
daralırken kenarlar
ve şu kafalar
ne yazık
boş içleri...

hangi dinde günah değildi ki sevmem seni...
seni sevmem...
onu sevme
beni sev der gibiydi gözleri/

özür...
bir hatayı kutlamanın ne basit yolu
her bir yan ateş
çocuklar üryan
sütten kesilmiş memelere bile hasret
ağır hayvan hisleri

utanmaz umutsuz
tutumsuz aşkta
hayat bok
günah çok
kalbime bir ok saplanır
gözlerim bağlı ayakta

aşk
bir kelebek kanadıysa
ustura inceliğinde

kanadıysa kanadı
ama şuram da bir sızı
ki...

ben seni sevdim mi

sevdin.

o zaman sorun yok.


T.O



13 Nisan 2012 Cuma

YEDİ...


o koridor
yoksa şu koridor mu
gökyüzüne açılan

ara sıra aynaları kıran
ara sıra da babasına kızan
tıpkı benim gibi

görevi kutsal
onun avuç içlerinde yazar
yedi siler ağzının kenarını
uzaklarda bekler şimdi
aşk beni
yedi aşk
sizi bilmem ama
bize yasak aşk

ve bir daha ölememek telaşıdır
görebilmek için seni
dokunabilmek...
yüzüne...
yaktım kanatlarımı
dumanı sana
selamımdır

yanar bi zaman da içim
içim dışıma çıkar
hakkını helal et

kuşlar sana
o kadınlar bana
biz tanrıya emanet.


t.o

29 Mart 2012 Perşembe

KİRAZ...





ipim suyuna değmiş senin
tipim de kayık mı ne biraz?
öptüğün yer hariç
yüzümü yıkadım
saçlarımı taradım
kapıyı aç
ben geldim kiraz...


çok uzun zamandır yoktum
"ok" tum
biliyor musun yayından fırlamış
haklısın biraz da boktum
arada aklıma da geliyordun kiraz
ben beni mi kaybettim yoksa
ben seni mi

sen ben olunca içimde

döndüm sevinmedin mi
yoksa sevindin de
bana kızgın mısın bir-az


Kız!!!


kaşların da çatık zaten senin
ağlamışsın da yazık
düşündüğün gibi de hiç değil
ben beyaz dedim
onlar siyah dedi kiraz...


ellerimi uzatıyordum
böyle dokunamıyordum sana
içinden geçiyordum her şeyin
bir kanadım kırık
dudağımın kenarı yanık


öp dedin ya öl dedin sandım kiraz...


sarıl sarıl
tamam biraz darıl
ama sarıl
inan -kir- az



t.o

22 Şubat 2012 Çarşamba

SU BİLE UYUDU...


düşman olma bana
yaptıklarımdan
yapmadıklarımı çıkar
çıkar bir de beni içinden
içimden
geçerken
ben sana
kördüğüm...

sorma

bazen erken ölürüm
ölürüm çünkü
hayat beni sıkar...

ama

sıkar bazen hayat beni
bir kurşun sıkar
tanımadığım biri
beni yıkar...

yırtar içimden geçerken
günahlarım
senin de tırnakların
yüzümü gözümü...

derken son sözümü

bana düşman olma

uyu

ne olur uyu

bak su bile uyudu...


t.o

11 Şubat 2012 Cumartesi

HANIM-ELİ...


ellerimizin onurlu kavgası diyecektim
ama ellerin çok güzel

mesele de ellerin değil aslında
ama ellerin ben her çağırdığımda gelir
hüviyetsiz parmak uçların dokunur ilk
dudaklarıma

sonra ellerin
yırtıp bedenimi
alır ne alacaksa içimden

rüzgar yok ama
bir çiçek sallanır
bir o yana
bir bu yana...

yanağını yanağıma
çıplak ayağını da
ayağıma deydiremem artık...

yani benim cesedim HANIM-ELİ kokuyorsa

infazın şekli de

mühim değil aslında...



t.o


"kardeşim e.b...selamlar"

10 Şubat 2012 Cuma

İKİ ÇOCUK BİR KEDİ...


çok uzun zaman önce
bir duvara iki kelime yazdım
ve sen yanımdaydın...

işte çok uzun zamandan beri
arada gidip o yazıyı tazeliyorum...

keşke sen de merak edip
hala o yazı orada duruyor mu diye
bir baksaydın...

baksaydın o duvarın önünde
iki çocuk ve bir de küçük kedi...

yani senin bitti dediğin
içimizde ki aşk gibi
kedinin dokuz canı...

sen anladın bunu.

bunu sen anladın...


t.o

8 Şubat 2012 Çarşamba

SİYAH TEBEŞİR...



gelsin hayat bildiği gibi
ben onu kaç kere görmüşüm
3 kere de ölmüşüm inan

adı üstünde
hayat işte

ne kadar ileri gidebilir ki?

ama

de ki gitti

giderse gitsin

sen bile gittikten sonra...

ve o gözlerin var ya
kanıma karışır giderken
öperken beni son defa
yüzüm yırtılır dudaklarında

dudaklarım
yüzümü kıskanır
gökyüzü(m) kararır
aynı gözlerin

kapanır biliyor musun
bıçak olsam açtığım yara

demek istiyorum ki
sen yanımda güzeldin
gül bile dalında.

t.o

27 Ocak 2012 Cuma

DON VE LASTİK...




/küs müyüz?
?
küsmüşüz./


buz kırığı
kara erik
yenmez mi tadından...

aylardan temmuz eksik
alsa da fark etmez
aklımı başımdan
en azından

elektrikler mi kesik

yooo değil...

peki bu lastik ?

lastik mi?

gece soğuk ya
bak bunu iyi anla
üşümüyor sun çünkü
soğuk ama
en azından
donsuz geceler...

ya bir de don olsaydı

geceler hep uzar....sanki bir lastik.

(don ve lastik)

t.o

22 Ocak 2012 Pazar

ÖTESİ SORULMAZ...




...ben tanrı olsaydım
insanları kanatlı yaratırdım
meleklerden ayırmazdım...


bir yasak
hüzünlü aşk hikayesi

ama kırık değil...

yetişmeye çalışmak bir şeylere
çıplak gözün göremediği
daha da var ötesi

kül kokuyor üstüm başım
sana doğduğumda
ona ölmüştüm
bunu
daha önce de görmüştüm

eskiden uçardım
ne güzeldi kanatlarım...

ama ben var ya
ben sana yazık
zamana yenik
üstelik
her zaman bir yarım
orada kaldı...


bak bu duyduğun yağmurun sesi
işte bu var ya bu
sana geç kalışımın sebebi...

daha da ötesi

ötesi sorulmaz
yasaktır değil mi?

değil değil...

biraz eğil,

ben onu kulağına
söyliycm.



TANRIVERDİ ODAUÇAR...


TUTUL-MA...



bazen de güneş çileli doğar...
san ki
benden dertli...
dersin
bir insan sanki.

hadi be oradan...

ay bile seni, senede bir kere öper
beni bir kere öpseydi yar...
hadi,,, de oradan...

anlıyor musun?

beni de yaksın har...
hem de senin gibi...
seni yaradan


T.O

19 Ocak 2012 Perşembe

ESKİLERDEN...


aşkım...
ben burdayım
ne zaman istersen gel
canını da sıkma
hani o çiçeklerin altına
bir şeyler yazıp gömmüştük ya
hatırla hadi
işte hepsi
oldu biliyor musun
ama bir tek şey hariç

o da...

yani işte o da...

varsın sağlık olsun... :)

güzeldi...


(T.O)

18 Ocak 2012 Çarşamba

KREMALI BİSKÜVİT - 2


-I-

ilk karşılaştığımız yer beyaz bir koridor...
cılız bir doktor..
bir de...

"sigara içmek yasak"

bu yazıya çok gülüyoruz altında sigara içerken
zırt pırt küçük kutulara işerken
tam da buradan sıkılmışken

görüyorum seni

utanmadan bir de
seviyorum...

sanırım tanıyorum
sizi yukarıdan


-II-

anlatıyoruz her şeyi
nasıl başladı nasıl bitti
yooo bitmedi ki
ara da sınıyoruz da kendimizi
hemen de toparlıyoruz
yarım yamalak hislerimizi...

farkındaysanız ikimiz de seviyoruz
tribe bağlayıp gülüşmeyi
bir de her gece
hemşire odasında sevişmeyi...

zaman bitti

-III-

birer gün arayla taburcu oluyoruz
uçuyor
uçuyoruz özgürlük...

-IV-

dışarıda da hava güzel
sen güzel ben güzel
şu karşıdaki kız da çok güzel...

zaman geçti...

aslında yanlış anladı o beni
bir gün ayrılıyoruz sebebi
aşırı doz da kıskançlık...

fırlatıyor musun beni
hayali bir mancınık-
la ve sol ve fa
hem de çok uzaklara...

-V-

diyorum ki hiç aldatmadım seni
inanmıyorsun
ve bakıyorum ki ilk tanıştığımız yere geri dönüyorsun...

yok tabi irade
aslında ikimizde de

keşke edebilseydik idare

seni iradesiz diyorum
beni iradesiz diyorum
biliyor musun
ben de istiyorum

işte bu bizdeki gel git...
sanırım anlamadınız

sebebi

kremalı bisküvit...

/neyini sevmiyorum biliyor musun buranın?/


T.O

16 Ocak 2012 Pazartesi

AGARTA...



...yağlı boya bir tabloda çizilmiş bir insan figürü de olabilirdim
ya da şu kurumuş ağacın dallarından biri
aynı anda iki yerde olabilirdim
ve kafesimin paslanmış parmakları arasında
gördüğüm yüzün...

baba da bana kızmış olmalı
çünkü
ay da ay ama
sanki bu gün hüzün yansımalı...

hiç acımıyor biliyor musun

dişlerin kilit alt dudağımda
ve kırılmış tırnakların
sağ yanağımın üzerinde
derin izler açıyorsun

kim bilir beni nasıl öpüyorsun...

kanıyor ama biliyor musun
ağzından sözlerin
işte canımı en çok bu acıtıyor
yoksa ne tırnakların ne de dişlerin...

/akıyor da olabilirdim mesela
yeryüzünden gökyüzüne
sana geç kalmışlığımın üzerine
saçlarımı kesip
bir çocuğun olgun bir kadına olan
sevdası da olabilirdim

yani biliyorum

sen bana inanmayacaksın ama
aynı anda iki yerde olabilirdim.../

T.O

13 Ocak 2012 Cuma

DELİ...T.




D...ipi boynuna dolanmış kibirli bir çene kemiği

E...bir uçurum kenarı belki bir düş mavisi

L...gözleri kara açtığı yara onun için değmezdi

İ...ise sevmekten kastım her gördüğümde sol yanım acıyor


...açıyor biliyor musun doktor her sabah gömleğimin iplerini...

ve ben geceleri...

anlıyorsun, değil mi?

deliri-yorum...



TANRIVERDİ ODAUÇAR...

12 Ocak 2012 Perşembe

KIRMIZI ŞEMSİYE...


iki yanı boş asfalt bir yol
yanakların dur diyor
saçların hazırlan
gözlerin...sanırım birazdan geçeceksin...

beyaz pileli eteğin
elinde kırmızı şemsiyen
hava da ne kadar güzel
kim bilir nereye gidiyorsun sen...


(T.O)

KÜS...


sen yazdıklarımın satır aralarındaki sadece küçük harflerden oluşan ama güzel bir düş...
bense bu düşte yüz göz olduğun karanlık duvarlarında asılı duran...
tamam ben de bir küçük süs.
ve akamıyorsak duvarların arkasına...
karanlık da olsa...
asılamıyorsak...
bu düş bize lüks.
bir de her insanın ağzından boşlukta silinmiş bir kaç seni seviyorum çıkmıştır...
belki bu küçük görünen pürüz...

biliyor musun seni seviyorum...

istersen bana küs...

(T.O)

9 Ocak 2012 Pazartesi

ODA...


sen ve ben...
biz ve oda...
ağır duman kokusu...
sen sevmezsin...
buna o da takık...
bu zevkler anlık...
sapı düşmüş çaydanlık...

ve duvardaki gölgeler...
hiç bu kadar gülmemiştim...:)
gölgesi bile yeter...
biter aşkım...
bu gece de biter...
ama sen güzel...
ben güzel...
kabul et (o da) güzel...
bu (oda) başka oda...

az biraz çok...

bir de...

sen yoksan, o d a yok...


(T.O)

6 Ocak 2012 Cuma

SHE...


bazen...
yakana yapışır.
söz verir...ama gitmez.
acı verirsin...hissetmez.
inanmazsın, git dersin...gitmez.
sonra ne olur...bilinmez.
çağırırsın, ses gelmez.
çağırırsın, ses gelmez.
sonra dönüp bir bakarsın...
bağırmış...
bağırmış...
bağırmış.
sanırım o an,
kafam trilyona bağlanmış...

biliyor musun ?
kalbim onu duymamış.

...hem de benim kalbim.


(T.O)

1 Ocak 2012 Pazar

MART KARI YAĞDIĞINDA...



sonra;
çıkar biri gelir
bakmaya kıyamazsın
için erir...

zaten aşk bırakır mı yakanı...

sonra mı ?

kalbini kalbine mühürler
kara gözlerine esir eder....
görürsün ananın a............nı (mart karı yağdığında) (T.O)